DOOM'u Çalıştırıyor #4

Teknoloji delilerinin, ekranı olan cihazlarla ilgili en bilindik şakası şudur: “Peki DOOM'u çalıştırıyor mu?” Haksız da sayılmazlar.

İlk çıkan DOOM'un, shareware zamanında en popüler olduğu günlerde yazılımı öyle yaygındı ki oyunun fanları DOOM'u, ne kadar saçma olursa olsun olabildiğince fazla cihazda çalıştırmayı kendilerine görev edinmişti.

Sonuç olarak oyun, becerikli programcıların teknik bilgileri ve gayretiyle sayısız cihaza aktarıldı, bu ortamlarda çalıştırıldı ve kopyalandı. Hepsi nişancı oyunları için uygun olmasa da bu eğlenceli mühendislik harikaları anılmayı kesinlikle hak ediyor. Çünkü hepsi de DOOM'u çalıştırıyor.

Yazıcıda

Nesnelerin İnterneti çağında, bilgisayarına veya kablosuz ağına bağlanabilen yazıcıların varlığı gayet sıradan. Fakat baskı ayarlarını internet tarayıcısından yapma kolaylığı da geldikten sonra yeni sıkıntılar ortaya çıktı: Ya bir başkası cihazlarına böyle kapsamlı bir erişim sağlayabiliyorsa?

Güvenlik Uzmanı Michael Jordon, sık sık bu tip şeylere kafa yoruyor. Londra'daki Context Information Security'de çalışan Jordon'ın işinin bir parçası da böyle senaryolar üretmek, olası zararların neler olabileceğini tahmin etmek ve bunların nasıl önlenebileceğini düşünmek.

2014'te Canon'ın Pixma yazıcılarının bazı modellerinin, doğru URL'e sahip herkese sınırsız erişim sağladığını keşfetti. Bu açık, makinenin yazılımına da erişim sunuyordu. Bu erişim yüzünden Jordon (veya onun aksine, iyi niyetli olmayan kimseler) makinenin ayarlarına girip buraya kendi cihaz yazılımlarını girebiliyordu.

Fakat bu yazıcıların potansiyel bir güvenlik tehlikesi oluşturduğu mesajını en iyi hangi program verebilirdi? Cevap, cihazın hoş ve renkli ekranı kadar netti. BBC'ye yaptığı açıklamada, "DOOM'u çalıştırabilmesi..." diyor. "Bunu yapabiliyorsa cihaza hükmedebilirsin demektir."

O günden bugüne, Canon internet arayüzünü güncelleyerek kullanıcı adı ve parola adımlarını ekledi. Kim demiş UAC işyeri güvenliğini önemsemiyor diye?